Son dönemde, teknolojik gelişmelerin etkisiyle sosyal medya ve arama motorları aracılığıyla birkaç kelime yazarak eski yargı kararlarına anında erişebilmek mümkün hale geldi. Bu kolaylık, başta hukuki bilgilere hızlı erişim açısından faydalı görünse de, bir noktadan sonra konuyla ilgili yargı kararı bulmadan dilekçe yazamama hastalığına dönüşmeye başladı. Eskiden bir davayı açarken öncelikle olay anlatılır, akabinde de uygulanacak hukuk kuralları yönünden doktrinsel tartışmalar mevcut ise bunlara değinilirdi. Ancak günümüzde, “kanun ne diyor” yerine “Yargıtay bu konuyla ilgili şu kararı vermiş, Bölge Adliye Mahkemesi bu konuyla ilgili böyle karar vermiş” şeklinde dilekçeler yazılmaya başlandı.
Bu durumun sosyal medyadaki tezahürü ise biraz farklı oldu. Ulusal basın yayın organlarında, internet sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında ilgi çekmek amacıyla gün aşırı şekilde dikkat çekici başlıklarla üst derece mahkeme kararlarına istinaden haberler yapılmaya başlandı. Ancak, yargısal içtihatlardan İçtihadı Birleştirme Kararları ve Hukuk Genel Kurulu Kararları dışındaki mahkeme kararları, o davanın tarafı olmayan kişiler üzerinde bağlayıcı nitelikte değildir. Bir mahkeme, belli bir konuda daha önce verdiği bir kararı, aynı konuda dava açılsa dahi kararını tekrarlamak zorunda değildir. Güncel hukukla alakası olmayan pek çok şeyin dikkat çekmek amacıyla ‘bakın ben demiyorum, yargı kararı diyor’ şeklinde lanse edilmesi, yanlış anlaşılmalara yol açmaktadır.
İçtihadı Birleştirme Kararları ve Hukuk Genel Kurulu Kararları, yargıda birlik ve istikrarı sağlamak adına kritik bir rol oynarken, hukuk kurallarının tutarlılığını ve adaletin tesisini garanti eder. Ancak diğer yargı kararları, davanın tarafı olmayan kişiler yönünden bağlayıcı olmadığından, her yargı kararının aynı ağırlıkta kabul edilmesi, hukuki belirsizliklere ve yanlış yönlendirmelere sebep olacaktır. Bu nedenle, İçtihadı Birleştirme Kararları ve Hukuk Genel Kurulu Kararları dışındaki diğer mahkeme kararları (ilk derece mahkemesi kararları, Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay kararları) ancak yol gösterici nitelikte olabilir, o davanın tarafları dışındaki kişiler yönünden bağlayıcı bir niteliği yoktur.
Bu konuya değinme nedenlerimizden biri de, vatandaşlarımızın bu konuda detaylı bilgiye sahip olmamaları nedeniyle ilgi çekmek amacıyla yazılan yazılarda okuduklarına inanıp, ilerleyen aşamalarda kendilerinin ve yakınlarının başına gelen olaylarda okudukları bu tür yazı ve haberlere göre hareket etmeye çalışarak zarara uğramalarının önüne geçmektir.
Yazımızın yayınlanmasından kısa bir süre önce HSK kararnamesi yayınlanmış olup, bu kararname ile 4 bin 299 hâkim ve savcının görev yeri değiştirilmiştir. Söz konusu kararnameyle, birçok Bölge Adliye Mahkemesi hakiminin yerinde de değişiklik yapılmıştır. Önceki yazımızda da belirttiğimiz üzere, uyarlama davalarında olduğu gibi, farklı Bölge Adliye Mahkemeleri aynı konuda farklı kararlar verebilmekte ve farklı görüşler öne sürebilmektedir. Ancak aynı Bölge Adliye Mahkemesi, bundan sonra ele alınacak uyuşmazlıklarda yeni üyelerin görüşleri doğrultusunda önceki kararlarından farklı kararlar verebilir. Daha basit anlatmak gerekirse, görev değişiklikleri sonrasında oluşacak yeni heyetlerle ele alınacak uyuşmazlıklarda, daha önce “A” yönünde karar verilirken bundan sonra “B” yönünde karar verilebilme ihtimali mevcuttur.
Bu durumun oluşma ihtimali sadece hâkim ve savcı değişiklikleriyle de sınırlı değildir. Her yıl, Bölge Adliye Mahkemeleri ve Yargıtay’ın hukuk ve ceza dairelerinin numaraları ile aralarındaki iş bölümlerinin belirlenmesi çalışmaları yapılmaktadır. Burada uyuşmazlığa bakmakla yetkili dairenin değiştirilmesi ile uyuşmazlıklarda farklı yargı içtihatlarının oluşması gayet olağandır. Bu nedenle güncel mahkeme kararları bizler için önemli ise de, davaların asıl dayanaklarının kanunlar ve kanunlarla aynı güçte olan İçtihadı Birleştirme Kararları ve Hukuk Genel Kurulu Kararları olduğu unutulmamalıdır.
Sonuç olarak, internette veya ulusal kanallarda haber yapılan yargı kararlarının (İçtihadı Birleştirme Kararları ve Hukuk Genel Kurulu Kararları hariç) bağlayıcı olmadığını, hatta o kararı veren ilgili mahkeme hâkiminin bile sonraki davada aynı kararı vermek zorunda olmadığının bilinmesi ve buna göre değerlendirme yapılması önemlidir.
!!! Bu ve buna benzer daha fazla içeriğe kiragunlukleri.com’dan ulaşabilirsiniz. Siz de bizlere destek vermek için sosyal medyada paylaşım yapabilir, başınızdan geçen olayları sosyal medya hesaplarımızdan ve iletişim bölümünden bize yollayabilirsiniz. !!!
!!! Yasal Uyarı: Bu yazı, herhangi bir kişi veya kurumu hedef almamaktadır. Toplumun bilgilendirilmesi amacıyla kaleme alınmıştır. Yazıda yer alan bilgiler, okurların bilinçlendirilmesi ve benzer durumlarla karşılaşmamaları için hazırlanmıştır. !!!