Tahliye taahhütnamesine dayalı tahliye sürecinde, geçerli bir taahhütnamenin alınması kadar, bu taahhüde dayanılarak takip talebinin doğru şekilde hazırlanması da son derece önemlidir. Sürecin başında yapılan küçük bir hata, belgenin geçersiz hale gelmesine yol açabileceği gibi; takip aşamasındaki bir usul yanlışı da tüm süreci etkisiz kılabilir. Ne yazık ki uygulamada, geçerli bir tahliye taahhütnamesine rağmen, süresinde icra takibine konu edilmeyen veya takip talebi hatalı düzenlendiği için sonuç alınamayan pek çok örnekle karşılaşılmaktadır. Bu yazımızdaki amacımız okurlarımıza, tahliye sürecinin yalnızca teorik yönünü değil, uygulamada karşılaşılabilecek riskleri de göstererek doğru adımların nasıl atılması gerektiğine dair farkındalık kazandırmak.
Bu kapsamda aşağıda paylaşacağımız takip talebi örneği, yalnızca bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Metin, okuyucunun süreci daha net kavrayabilmesi ve takip talebinin nasıl bir çerçevede düzenlendiğini görebilmesi için yol gösterici niteliktedir. Ancak unutulmamalıdır ki, icra hukukunda yapılan en küçük bir şekil hatası dahi ciddi hak kayıplarına yol açar.
Bu nedenle örneği incelemenizi faydalı bulmakla birlikte, tahliye taahhütnamesine dayalı icra takibinin mutlaka bir avukat aracılığıyla yürütülmesini önemle tavsiye ediyoruz. Kira hukukunda şekil kuralları son derece katıdır; yanlış yapılan bir işlem yalnızca takibi geçersiz kılmakla kalmaz, aynı zamanda sürecin yıllarca uzamasına neden olabilir.
Yukarıda yer alan görsel, tahliye taahhütnamesine dayalı takip talebinin uygulamada nasıl düzenlendiğini örnek bir şablon üzerinden göstermektedir. Bu örnek, yalnızca takip talebinin genel yapısını ve hangi bilgilerin hangi alanlarda yer alması gerektiğini anlamaya yöneliktir. Belgede kullanılan ifadeler, tarih alanları ve taraf bilgileri tamamen örnekleme amaçlıdır; bu nedenle, uygulamada her somut olayın durumuna göre o olaya ait bilgilerin doldurulması gerekmektedir.
Ayrıca unutulmamalıdır ki, icra takibinin başlatılmış sayılabilmesi için yalnızca takip talebinin hazırlanıp icra dairesine sunulması yeterli değildir; gerekli harç ve masrafların da eksiksiz şekilde yatırılması zorunludur. Tahliye taahhütnamesine konu kiralanan mecur işyeri ise, damga vergisinin ödenip ödenmediği hususu, vergi dairesine yazılacak müzekkere aracılığıyla icra müdürlüğünce sorgulanmaktadır. Uygulamada bu konuda alacaklıdan damga vergisinin ödendiğinin ispatına yönelik belge talebinde bulunulduğu ve söz konusu belge ibraz olunana kadar tahliye emri hazırlanmadığı görülmekteyse de, böyle bir uygulamanın kanuni bir dayanağı bulunmamaktadır.
Konuyla ilgili olarak İzmir Barosu’nun da paylaşmış olduğu ve uygulamada da kabul gören T.C. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 15.04.2008 tarihli, 2008/5216 E. – 2008/7809 K. sayılı kararı konuya açıklık getirmektedir:
“492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 32. maddesinde öngörülen yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağına ilişkin düzenleme, bu kanundan kaynaklanan harçlarla ilgili olup; anılan hükmün damga vergisi hakkında da uygulanacağına dair 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu durumda icra memurluğunca, takip dayanağı belgenin damga vergisine tabi olduğu ve verginin yatırılmadığı veya eksik yatırıldığının düşünülmesi hâlinde yapılacak iş, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca durumu bir tutanakla tespit edip vergi dairesine göndermekten ibarettir. Damga vergisi tamamlanıncaya kadar takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilmesi ise doğru değildir.”
Tüm bu açıklamalardan da görüleceği üzere, tahliye taahhütnamesine dayalı icra takibi, yalnızca bir prosedür değil; her aşamasında dikkat ve özen gerektiren teknik bir süreçtir. Takip talebinin hazırlanmasından harç ve vergilerin yatırılmasına kadar yapılan her işlem, doğrudan sürecin geçerliliğini etkiler. Bu nedenle, tahliye taahhütnamesine dayalı takibin hatasız yürütülmesi hem kiraya verenin hakkını koruyacak hem de olası uyuşmazlıkların önüne geçecektir.
Bu blog yazısı Av. Abdulbaki OK tarafından kaleme alınmış olup, bir sonraki yazımızda, “Tahliye Emri Gönderilmesi Sonrasındaki Süreci” ayrıntılı biçimde ele alarak, tahliye emrinin tebliğinden sonraki itiraz ve fiili tahliye aşamalarını adım adım inceleyeceğiz.
!!! Yasal Uyarı: Blogumuzda yer alan yazılarımız, herhangi bir kişi veya kurumu hedef almamakta; yalnızca toplumun bilgilendirilmesi amacıyla kaleme alınmaktadır. İçeriklerimiz tamamen bilgilendirme amacı taşımakta olup, hukuki danışmanlık kapsamında değerlendirilemez. Paylaşılan bilgiler, okurların bilinçlendirilmesi ve benzer durumlarla karşılaşmamaları için hazırlanmıştır. Buradaki bilgilerin uygulanması sonucunda doğabilecek zararlar nedeniyle sorumluluk kabul edilmez. Hukuki haklarınızı güvence altına almak için mutlaka avukatınıza danışmanız tavsiye olunur. !!!