Önceki bölümlerde hukuki niteliği ve geçerli olabilmesi için aranan sıkı şekil şartları üzerinde durduğumuz tahliye taahhütnamesi, Türk Borçlar Kanunu’nda konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya verenin lehine düzenlenmiş en güçlü araçlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak kanun koyucu, böylesine etkili bir belgenin keyfî biçimde kullanılmasını önlemek amacıyla geçerliliğini birtakım sıkı şekil şartlarına bağlamıştır.
Bu şekil şartlarının öngörülmesindeki temel amaç ise kiracının korunmasıdır. Zira kiracı, kira sözleşmesinin kurulması ve taşınmazın teslimi aşamalarında çoğu kez daha zayıf konumda bulunmakta; baskı altında veya iradesi dışında taahhütte bulunma ihtimali doğabilmektedir. İşte kanun koyucu, bu ihtimali bertaraf etmek için sıkı koşulları zorunlu kılmıştır.
Her ne kadar kanun koyucu bu tür durumların önüne geçebilmek için sıkı geçerlilik şartları öngörmüş olsa da, uygulamada kiracı lehine getirilen bu güvenceler çoğu kez bertaraf edilmekte; önceden hazırlanmış ve tarih bölümü boş bırakılmış tahliye taahhütnameleri kiracıya imzalatılmaktadır. Böylelikle “boş” ya da literatürdeki adıyla beyaza imza alınmakta ve kanunun sağladığı koruma mekanizması kâğıt üzerinde varlığını sürdürse de fiilen işlevsiz hale gelmektedir.
Beyaza İmza Nedir? Tahliye Taahhütnamesinin Geçerliliğini Etkiler mi?
Beyaza imza; boş bir kâğıdın ya da belgenin hukuki sonuçları bilinerek ve karşı tarafa güven duyularak imzalanması, boş bırakılan kısımların sonradan doldurulmasına ise önceden rıza gösterilmesi anlamına gelir. Burada belirleyici unsur, imzayı atan kişinin karşı tarafa boşlukları doldurma konusunda peşinen yetki vermiş olmasıdır. Bu nedenle, boş bırakılan kısımlar sonradan tamamlanmış olsa dahi belgenin sırf bu nedenle geçersiz hale gelmesi mümkün değildir.
Tahliye taahhütnameleri bakımından da aynı kural geçerlidir. Kiracı boş bir belgeye imza atmışsa ve bu imza kendisine aitse, sonradan doldurulan kısımlar tek başına geçersizlik nedeni oluşturmaz. Güncel yargı kararları da bu yaklaşımı teyit etmektedir. Nitekim Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 21.02.2023 tarihli, 2022/8307 E. ve 2023/168 K. sayılı ilamında kira sözleşmesinin süresinin taraflarca her zaman uzatılıp kısaltılabileceği vurgulanmış, kiracının tarih yazılmamış boş bir kâğıda imza atması halinde bu belgenin nasıl doldurulacağını da peşinen kabul ettiğinin varsayılacağı belirtilmiştir.
Beyaza imza ile verilen tahliye taahhütnamesi kural olarak geçerliliğini korumakla birlikte, kiracı açısından başvurulabilecek tek yol irade sakatlığı hallerini ileri sürmektir. Yanılma, aldatma veya korkutma gibi sebeplerin varlığı iddia ediliyorsa, TBK m. 39 gereği bu iddianın imzanın alındığı tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava konusu edilmesi gerekir. Aksi takdirde irade sakatlığına dayanılarak tahliye taahhütnamesinin geçersizliği ileri sürülemez.
İspat yükü konusunda doktrinde farklı görüşler bulunsa da, yüksek mahkeme kararlarında ağırlıklı olarak ispat yükünün kiracıya ait olduğu kabul edilmektedir. Kiracı, taahhütnamenin teslimden önce veya baskı altında imzalatıldığını ancak yazılı delillerle ortaya koyabilir. Tanık beyanına ya da yemin deliline başvurulması bu noktada mümkün değildir. İzmir BAM 23. Hukuk Dairesi’nin 03.03.2023 tarihli, 2022/4127 E. ve 2023/452 K. sayılı kararında da “boş kâğıda imza atan kişinin bunun sonuçlarına katlanması gerektiği” açıkça ifade edilmiştir.
Benzer şekilde, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 24.01.2017 tarihli, 2017/1536 E. ve 2017/475 K. sayılı kararında tahliye tarihinin sonradan yazıldığını ileri süren kiracının bu iddiasını yazılı bir delille ispatlaması gerektiği, tanık veya yemin deliline dayanılmasının mümkün olmadığı net bir şekilde ortaya konulmuştur.
Sonuç olarak, boş tarihli tahliye taahhütnamesi kanunun öngördüğü sıkı şekil şartlarına rağmen geçerliliğini koruyan bir uygulamadır. Ancak bu durum çoğu kez kiracının aleyhine sonuçlar doğurmakta; kiracıya ise yalnızca irade sakatlığı iddiasını yazılı delillerle ispatlama imkânı bırakmaktadır.
Bu blog yazısı Av. Abdulbaki OK tarafından kaleme alınmış olup, bir sonraki yazımızda Şarta Bağlı Tahliye Taahhütnamesinin hukuksal durumunu inceleyeceğiz.
!!! Yasal Uyarı: Blogumuzda yer alan yazılarımız, herhangi bir kişi veya kurumu hedef almamakta; yalnızca toplumun bilgilendirilmesi amacıyla kaleme alınmaktadır. İçeriklerimiz tamamen bilgilendirme amacı taşımakta olup, hukuki danışmanlık kapsamında değerlendirilemez. Paylaşılan bilgiler, okurların bilinçlendirilmesi ve benzer durumlarla karşılaşmamaları için hazırlanmıştır. Buradaki bilgilerin uygulanması sonucunda doğabilecek zararlar nedeniyle sorumluluk kabul edilmez. Hukuki haklarınızı güvence altına almak için mutlaka avukatınıza danışmanız tavsiye olunur. !!!