Son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar, artan kira uyuşmazlıkları ve gündeme yansıyan olaylar, ev sahipleri ile kiracılar arasındaki güven bağını neredeyse tamamen ortadan kaldırdı. Tarafların birbirine şüpheyle yaklaştığı, imzalanan kira sözleşmelerine rağmen sürekli ihtilafların yaşandığı bu ortamda, kalıcı bir çözüm ancak kanuni düzenlemelerin kapsamlı biçimde yenilenmesiyle mümkün görünüyor.
Ancak bu kanuni düzenlemeler yapılıncaya kadar, tarafların birbirine karşı güvenini sağlayabilecek pratik bir araç var: Tahliye Taahhütnamesi. Özellikle noter huzurunda düzenlenmesi halinde, kira ilişkisinde doğabilecek pek çok sorunu baştan önler ve her iki taraf için de güvenli bir zemin oluşturur. Çünkü kira uyuşmazlıklarının önemli bir kısmı, sulh hukuk mahkemelerinde yıllarca süren davalardan, tehir-i icra nedeniyle kararların uygulanmasının gecikmesinden ve kiracının tek taraflı fesih hakkına sahip olmasına rağmen ev sahibinin 12 yıl boyunca fesih hakkını kullanamamasından kaynaklanmaktadır. Bu süreç sonunda bile tahliye çoğu zaman 2–3 yılı bulmakta, ev sahibi bir sözleşme yüzünden evinden 14–15 yıl mahrum kalabilmektedir.
Resmi şekilde yapılan tahliye taahhütnamesi ise hem ev sahibi hem de kiracı açısından öngörülebilirlik sağlar. Taraflar kira ilişkisinin ne kadar süreceğini baştan bilir. Ev sahibi, taahhütnamede belirlenen tarihe kadar dava süreçleriyle uğraşmak zorunda kalmazken; kiracı da bu süre boyunca evinde huzurla oturabileceğini bilmenin güvenini yaşar. Süre dolduğunda taraflar yeniden anlaşırsa, yeni bir sözleşme ve taahhütnameyle kira ilişkisini sürdürmeleri de mümkündür.
Elbette tahliye taahhütnamesi konusunda kötüye kullanımlar da görülmekte. Özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde bazı ev sahipleri, her yıl yeniden tahliye taahhütnamesi almaya yönelmekte; bu da kiracı açısından her sene evden çıkarılma ihtimali nedeniyle ciddi bir endişe kaynağı oluşturmaktadır. Böyle bir yaklaşım ne hukuken ne de ahlaken doğru kabul edilemez.
Diğer taraftan, tahliye taahhütnamesinin hiç yapılmaması durumunda ise, kira sözleşmesi belirli süreli olarak düzenlenmiş olsa dahi Türk Borçlar Kanunu hükümleri gereği kiracı fiilen 12 yıl boyunca evde oturmaya devam edebilmektedir. Bu da ev sahibini uzun süreli bir belirsizlik içinde bırakmaktadır.
Tüm bu nedenlerle; yeni ev sahibi olanların, evini ilk kez kiraya vermeyi düşünenlerin ya da daha önce sorun yaşayıp bu kez temkinli hareket etmek isteyenlerin, tahliye taahhütnamesi hakkında temel bilgiye sahip olması büyük önem taşımaktadır. Biz de bu ihtiyacı gözeterek, konuyu tüm yönleriyle ele alan kapsamlı bir yazı dizisini sizler için hazırladık.
Son olarak küçük ama önemli bir uyarıyı da eklemeden geçmeyelim: Burada paylaştığımız bilgiler yalnızca genel bilgilendirme amacı taşımaktadır. Hayatında hiç adliye süreciyle uğraşmamış kişiler için, hukukun ince detaylarını profesyonel destek almadan yönetmeye çalışmak ciddi riskler barındırır. Bu nedenle süreci kendi başınıza yürütmek yerine mutlaka alanında uzman bir avukata danışmanızı tavsiye ediyoruz. Çünkü doğru adımlar zamanında atıldığında, ileride doğabilecek büyük sorunların önüne geçmek çok daha kolaydır.
Bu blog yazısı Av. Abdulbaki OK tarafından kaleme alınmış olup, bir sonraki yazımızda, Konut ve Çatılı İşyeri Kiralarında Tahliye Taahhütnamesi konusunu ele alacağız.
!!! Yasal Uyarı: Bu yazı, herhangi bir kişi veya kurumu hedef almamaktadır; yalnızca toplumun bilgilendirilmesi amacıyla kaleme alınmıştır. İçeriklerimiz tamamen bilgilendirme amacı taşımakta olup, hukuki danışmanlık kapsamında değerlendirilemez. Yazıda yer alan bilgiler, okurların bilinçlendirilmesi ve benzer durumlarla karşılaşmamaları için hazırlanmıştır. Buradaki bilgilerin uygulanması sonucunda doğabilecek zararlar nedeniyle sorumluluk kabul edilmez. Hukuki haklarınızı güvence altına almak için mutlaka uzman bir avukata danışmanız tavsiye olunur. !!!